Kekemelik Tedavi Edilebilir mi?
Konuşma sırasında yaşanan ritm ve zamanlama sorunları, kekemelerin akıcı konuşmasını engeller. Konuşmanın doğal akışının duraklamalar, tekrarlar, bazı hece veya kelimelerin uzatılması ile bozulması durumuna kekemelik denir. Genellikle erken yaşlarda (2-6) ortaya çıkan bu rahatsızlık, nadiren de yetişkinlikte kendini gösterebilir. Kekemelik erkeklerde daha çok görülür; ancak kızlarda daha şiddetli seyreder.
Kekemelik kendiliğinden iyileşebildiği gibi, problemin çözümü konusunda tedaviye de ihtiyaç duyulabilir.
Ağırlıklı olarak çevresel nedenlerden kaynaklanan kekemelik; bilişsel ya da fiziksel kaynaklı yapısal bozukluklar tarafından da tetiklenebilir. Kekemeliğe yol açan en önemli faktör, yoğun kaygı hissidir. Endişe ve kaygı, stres ortamında kendini gösteren reflektif duygusal savunmalardır. Aile ortamındaki baskı, aşırı kontrolcü ebeveynler, aile içi şiddet, boşanma, sünnet korkusu gibi sebepler kekemeliğe yol açar. Bu problemler çözüldüğünde, kekemeliğin ergenlikte %80’e varan bir oranda kendiliğinden kaybolduğu gözlenmiştir. Sosyal ortamlarda şiddeti artan bir rahatsızlıktır. Yalnızken, zihin kendini baskı altında hissetmez; ancak topluluk önünde konuşmak ya da kalabalıkla iletişime geçmek gerektiğinde, sosyal tedirginlik duygusu kekemeliği artırır. Ailenin doğru yaklaşımının kekemeliğin tedavisinde payı büyüktür; kekemelik güven ve moral eksikliğinden kaynaklı bir dışavurumdur. Korku, heyecan, utanç gibi duyguların yol açtığı bir iletişim bozukluğudur.
Davranışçı ve bilişsel terapiler aracılığıyla, hastada kekemeliğe eşlik eden ve rahatsızlığı ağırlaştıran psikolojik hastalıkların; yanı sıra travmatik deneyimlerin deşifresi ve tedavisi amaçlanır. Konuşma bozukluğunu tetikleyen kaygı durumunun azaltılması için nefes ve diksiyon egzersizleri yapılır. Kekemelik tedavisinde başarı oranı son derece yüksektir.